İLLÜZYON

"Bunlar uzay gemisi Atılgan'ın yolculuklarıdır. Görevimiz yeni dünyaları araştırmak, yeni yaşamlar ve medeniyetler bulmak, daha önce hiç kimsenin gitmediği yerlere cesaretle gitmek."

Hadi hep birlikte 1960 'lı yıllarda çevirilen, uzayda yerleşim yeri arama maceralarını anlatan "Star Trek" serisine gidelim.

İnsanların beynini okuyan, illüzyonlar yaratarak, durumları insanların istediği gibi gösterebilen ve insanların zayıflıklarından bu şekilde yararlanan bir beyin gücünün öyküsü karşılıyor bizi... Ancak bu beyin okuma durumu tek bir şart ile devre dışı kalıyor. İnsanların nefret, aşk gibi ilkel düşünceleri ve aşırılıkları, karşı tarafın beynini okumasına engel oluyor. Bunu fark eden insanoğlu ise düşüncelerinin anlaşılmaması için nefret düşüncesini aklına yerleştiriyor. Yani 1960 'lı yıllarda ele alınan konu insan beyni ve psikoloji... Günümüzde ise benzeri karşımıza hipnoz olarak çıkan bir yöntem.

İnsanı algılayarak açılan otomatik kapılar, teknolojik tıbbi cihazlar, uzaktan zihin kontrolü ile yönlendirilebilen teçhizatlar ve ışınlanma serinin en güzel hayal gücü örnekleridir. Hologram teknolojisini ışınlanmaya denk tutarsak, seride hayali kurulan bir çok şeyin şuan gerçek olduğunu görebiliriz. Bir başkasının yerine geçebilen, kılık değiştiren insanlar ise geçmişten günümüze insanların birbirini kandırmanın yollarını aramasının bir kanıtı değil midir?

Bence insanoğlunun en önemli yeteneği, hayal gücüdür.

Bu yeteneği yok etmemenin yolu da insanlara hayal kuracak zaman yaratmaktır.

Geleceği, geçim,iş, iyi eğitim,sağlık derdinde olmayan, hayal kurmaya zamanı olan, düşünmeye enerjisi olan, başka şeyler düşünmekten beyni yorulmamış, açık beyinli toplumların kazanacağına inanıyorum.

"Hayal gücü geleceğin tek anahtarıdır. Onsuz hiçbiri yoktur - onunla her şey mümkündür. "

Ida Tarbell