İş hayatımın 10. yılı, Merhaba Proje Yönetimi!

Uzun zaman oldu... Yazılacak yazılar birikti... Bu aralar zamanım varken yeniden buradayım. :)

9 yıllık "Üretim Planlama" kariyerimi, 10. yılda Proje Yönetimi ile zenginleştirmek isteyerek çıktım yola...

İki uzmanlık dalınında bir yerlerde iç içe geçeceği bilinci ile heyecanlı serüvenim başladı.

Proje kelime anlamı Latince projectumdan geliyor. Anlamı ise "herhangi bir şey yapılmadan önce gelen şey" demekmiş. Herhangi bir şey yapmadan önce ilk olarak ne yapmalıyız? Tabi ki geçmiş 9 yıllık kariyerimde haşır neşir olduğum, konu olan "planlama" yapmalıyız. :) Dolayısıyla bu iki konunun ne kadar iç içe geçtiğini hem teorik hem pratik olarak görmüş oldum.

Proje Yönetimi büyük bir fark ile diğer disiplinlerden ayrılıyor. Bu fark; aynı müdürlüğe veya direktörlüğe bağlı olmadığın bir çok farklı ekibin üyesi ile ortak amaç için bir araya gelme ve aynı motivasyon ile proje sonuna kadar süreci yürütmektir. Aynı ekibe bağlı olmadığın için insanları ortak amaç doğrultusunda toplamak, gerekli operasyonel süreçleri ilerletmek kolay bir iş olmuyor. Proje yöneticisinin projeye sonuna kadar inanması ve heyecanını kaybetmemesi gerekiyor.

Bu alanda iki temel tartışma konusu gündemde; 1- Proje Yöneticisi projenin patronu mudur? , 2- Proje Yöneticisi teknik bilgi sahibi biri mi olmalıdır?

Bugün okuduğum bir makalede, "Proje Yöneticisi asla patron değildir. Projenin sahibi değildir. Zaten bir iş sürecinden işe burnunu sokan yeterince patron yok mudur? Sinir bozucu klasik Proje Yöneticilerinden olmamak için ilgili kişi kolaylaştırıcılık ceketini üstüne giymelidir." cümlesi ile karşılaştım. Yaşadığım iş tecrübesi de bunu gösteriyor ki projenin sahibi asla tek başına Proje Yöneticisi olmamalı, ortak bir amaç ile tüm paydaşların projesi olarak süreç sonuna kadar yürütülmeli. Proje yöneticisinin burada rolü kolaylaştırıcılık olmalıdır. "Hizmetkar Liderlik" kavramından bahsediliyor bu aralar, sanırım Proje Yöneticisi Hizmetkar Lider olmalıdır.

Proje Yöneticisinin teknik bilgi sahibi olması yönünde ise şöyle yorumlar var; Hiç bilmemesinin daha iyi olacağı, insanları doğru karar verilmesi yönünde yönlendirebileceği ve böylece kendi fikri ile taraf tutmak durumunda kalmayacağı, projenin yönünü değiştiremeyeceği belirtiliyor. Bence de doğru bir yaklaşım ancak biraz teknik bilgi sahibi olmanın ve bu bilgiyi proje yönetimi boyunca rolünü unutmadan kendine saklaması gerektiğinin faydalı olacağına inanıyorum. Zor durumlarda veya karşıdaki insanı daha kolay anlamak adına biraz da olsa teknik bilgi bilmek avantajımıza olabilir. Tabi burnunu sokup tek başına karar alacak kadar bir bilgiden bahsetmiyorum. Lakin milletçe severiz azıcık bilgi bilsek de ya da bilmesek de "Faruk Eczanesiii, Fa-ruk Eczanesiii " demeyi ... :)