top of page

YUPPİ İŞ BULDUM!

  • BURCU YALÇINSOY
  • 5 Haz 2017
  • 2 dakikada okunur

Acı tatlı geçen dört yılın sonunda mezun olmaya yaklaşmanın verdiği heyecan ile iş ilanlarını takip ediyor, yapabileceğim şeyleri, yeteneklerimi listeliyordum. Listem çok da dolu değildi açıkçası :) Yeni mezun bir insan çok da bildiklerini, gördüklerini, yaşadıklarını kendine deneyim saymazmış, hâlbuki aslında en yaratıcı olduğu, beyaz yaka hastalığına yakalanmadığı, beyninin tertemiz olduğu zamanlar bu zamanlarmış ilerleyen günlerde bunu anlamış oldum. Okul bitmeden kendimi iş ortamında bulmuştum, bir ofisin içinde, hâlbuki ruhum hiç o ofiste hissetmiyordu kendini, başka başka işlerle uğraşmak, konserler organize etmek, bir ekibin içinde yer almak, eğlenmek istiyordu. Belki de daha okul benim için bitmemişti ondandır, öğrenci kafası devam ediyordu yani anlayacağınız.

Kendimi zorla ortama yoğunlaştırıp bir şeyler öğrenme çabasına girivermiştim birden, etrafımda olup bitenleri anlamaya çalışıyordum. Bir şeyleri yapabildiğimi görüyordum, kendimi yeni mezun bilgisiz biri olarak görürken, aslında her şeyi, herkesin zaten öğrenebileceğini, asıl önemli olanın öğrendiğin şeylere, geçmiş zamanında kazandığın, sosyal ilişkilerinle harmanladığın birikimlerinle, özgün bakış açınla bakmak olduğunu anlamıştım. Çalışmak sadece yaptığın iş değil, insanlarla iletişiminmiş, arkadaşlıkların, kurduğun ikili ilişkilermiş aynı zamanda, belki de ben çoğu zaman bireysel sayılabilecek bir iş yaptığımdan, benden daha şanslı olanlar için bir ekibin parçası olmak da olabilir iş ve iş ne kadar zor, stresli , karşılığını maddi veya manevi alamadığınız, yoğunluklarla dolu olursa olsun, her zaman yapılan işte özgünlük ortaya koymanın, kendi tarzını yaratmanın, bir Endüstri Mühendisi olarak bir şeyleri iyileştirmeye önce kendinden başlamanın avantajlı olduğunu gördüm. Daha da açayım mesela bizden devamlı olarak istenilen bir rapor var ve bu rapor bizi çok mu yoruyor, çok mu sıkıyor, onu iyileştirme çabasına girmeliyiz, bu hem eğlenceli hem de işinizi kolaylaştıracak bir hamle olabilir veya biriyle sürekli sıkıntı mı yaşıyorsunuz ( ki siz de benim gibi insan ilişkilerinin hassas olduğunu düşünen, genelde insanları seven ve güvenen biriyseniz, sizi iş hayatında önce insanlar sarsacak, insanlara güveninizi azaltacak şey bu olacak, Homo Sapiens in çakal dünyasına hoş geldiniz :) ) onu iyileştirme, değiştirme üzerine stratejik planlarınız olsun. Zaman zaman bu nedenle insan psikolojisinin derinine bile inebilirsiniz. (Bakın iş hayatı size bir artı puan kattı :) )

İnsan ilişkileri konusunda çoğu zaman başarısız olabilirsiniz, çünkü bizim iş dünyamızda, çalıştığınız yer çok profesyonel değilse makam mevki, birilerini ezme şartı ile elde ediliyor veya insanlar zamanla ne yazık ki buna programlanıyor, iş hayatına zaman zaman kurtlar sofrası denilme sebebi de işte tam da bu yüzden. Sadece o ortamda geçirdiği yıldan dolayı mevki hak ettiğini sanan hırslı insanoğlu, etrafına öfke saçıyor. Rakipleri için tehdit ortamı oluşturmaya çalışıyor aslında bir nevi savunma mekanizması harekete geçiyor. Bunun suçlusu da şirketlerin ik politikalarının yanlışlığından ve insanların yetkinlik bazlı değil sadece zaman bazlı mevki sahibi olma telaşından kaynaklanıyor. Ama bu gözlemlerin hepsi de senin işine yarıyor, insan tanıyorsun, insanların neye karşı , nasıl tepki vereceklerini tıpkı bir satranç ustası gibi tahmin edebiliyorsun.

Mühendis arkadaşım seni zorlu bir süreç bekliyor, ama stratejik davranırsan keyif alabilir, çok güzel dostlar edinebilir ve kim bilir belki zamanla o her zaman söylenen “işine aşık olma “ olgunluğuna erişebilirsin :)

Opmerkingen


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page