top of page

İVME

  • burcuyalcinsoy
  • 17 Nis 2021
  • 2 dakikada okunur


Bazen farklı konularda kitapları okurken, içinde aynı şeyleri yakalayabildiğim anlar oluyor.

Hele de arka arkaya okuduğum kitaplarda bu aynılaşmayı yakalıyorsam, Burcu bunu yazmalısın diyorum. :)



Doğan Cüceloğlu bir kitabında kültür robotu olmaktan bahsediyor. Yani bu öyle bir şey ki, içinde yaşadığımız toplum seçimlerimizi yönlendiriyor. İşimizi, okulumuzu, eşimizi, alacağımız eşyayı, hobi yönelimimizi, çoğu zaman aslında etrafımızdaki her şeyi kültür gereği seçiyoruz diyor. Bunun sonunda herkesin seçtiği mesleği seçtiğimizi, herkesin giyindiği gibi giyindiğimizi, herkesin gittiği yerlere seyahat ettiğimizi anlatıyor.

Okurken düşündürüyor, seçtiğin şeyleri kendin istediğin için mi seçtin? Yoksa toplum mu seni oraya sürükledi?

Aslında farkında olmadan çoğunluğa uyup bazen kendi özgünlüğümüzü kaybediyoruz. Anlatımının sonunda Cüceloğlu diyor ki; kültür robotu olmayan, kendi öz değerleri ile hayatına yön verebilen bireylerin sayısı arttıkça toplumsal gelişimin ivmesi artar.

Hatta kitabın içerisinde keyifli bir küçük oyunu da var ki, yazmadan geçemeyeceğim.

İçinizden 1 ile 9 arasında bir sayı tutun. Bunu 9 ile çarpın. Çıkan sayının hanelerini toplayın. Toplam sayının ilk harfi ile başlayan bir ülke bulun. Bu ülkenin sondan üçüncü harfi ile başlayan bir şehir bulun. Şimdi şehrin sondan üçüncü harfi ile başlayan bir hayvan söyleyin. Cevapları cüceloğlu yazmış kitabında, insanların %90'ının aynı cevapları verdiğinden ve bunun kültür robotu olmaktan kaynaklandığında bahsediyor. Siz de etrafınızdakiler ile deneyebilirsiniz. :)


Yine son zamanlarda okuduğum, nöropazarlamaya dair bilgiler veren Buy.ologi adlı kitapta da insan seçimlerinin beyindeki elektrik dalgalarının ölçülmesi ile tahmin edilebilirliğinden ve pazarlama stratejilerinin bu yol ile yapılabilirliğinden bahsediyor. Bu konuda araştırma yapıldı mı bilmiyorum ancak eğer coğrafik olarak seçimlerimiz analiz edilir ise ülkesel veya bölgesel olarak seçimlerimizin aynılaştığını yani bu kültür robotu olma durumlarının araştırma sonucunda görüleceğine inanıyorum. Hatta Cüceloğlunun dediği gibi aynılaşmanın en az olduğu toplumlar belki de gelişimin en yüksek olduğu toplumlar olarak karşımıza çıkacaktır.


Şuan okumakta olduğum, Zülfü Livaneli'nin Edebiyat Mutluluktur adlı kitabında ise Schopenhauer’ın “Bir insan istediğini yapar ama, istediğini isteyemez.” sözüne denk geldim. Yani bence Schopenhouer diyor ki; istediklerimizin kaynağı biz değiliz, bir yerlerden gelen yönlendirmeler ile isteklerimiz şekilleniyor.


Sahi biz Edebiyat derslerinde neden bunları tartışıp, konuşmadık ki?

Toplumsal gelişimin ivmesi de bu yollar artmaz mı?








 
 
 

Comments


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page