Esinlenmek
- BURCU YALÇINSOY
- 12 Kas 2017
- 1 dakikada okunur

Yani var olan bir şeyden yola çıkarak, ona kendinden bir şeyler katarak yeni bir olgu meydana getirmek. Bu insanların, doğanın, herkesin birbirine ihtiyacı olduğunun en güzel kanıtı değil midir?
Yazmak için yazarlardan, kötü insanlardan, mevsimlerden, doğadan, eşyalardan esinlenmez miyiz? Kişilerin bozuk yönleri üzerine yazılmış milyonlarca yazı, şiir yok mudur?
Şair Eşref bile yıllar önce demiş ki;,
Kabrimi kimse ziyaret etmesin, Allah için
Gelmesin reddeylerim, billahi öz kardeşimi
Gözlerim ebnayi ademden o kadar yıldı ki…
İstemem bir fatiha, tek çalmasınlar taşımı.
Not: Şair Eşref in mezar taşının çalındığı söylenir :)
Çoğunluğu yaratıcı ve tembel olan insanoğlu esinlenmenin de kolayını bularak bunu biraz araklamaya benzetmişlerdir. Esinlendiğimiz birçok şey artık tek düze olmaya, yaratıcılıktan uzaklaşmaya, kopya olmaya başlamaktadır. Bir makale yazıyorsak ortaya esinlendiğimiz metnin aynısı çıkmakta, bir bina yapıyorsak esinlendiğimiz mimarinin aynısını yapmakta, birini rol model alarak esinlenmeye, o kişiden ilham almaya çalışıyorsak kendi ruhumuzu kaybederek yapmaktayız.
Bu şekilde devam edersek nasıl şuan etrafta gördüğümüz ruhsuz, tekdüze binaları seyretmeye mahkûm oluyorsak, güzel bina görmek için uzun uzun yollar kat etmek durumunda kalıyorsak, görünce ağzımız açık rüyalara dalıyorsak ileride aynısını insanlarda da yaşayacağız. Ruhu olmayan tek düze insanlarla karşılaşacağız, dinlemekten, konuşmaktan sohbet etmekten keyif alamayacağız. Bunun çözümünü ise bence ne için olursa olsun ( ister insan, ister yazı, ister akademik belge, ister mimari ..) esinlenme olgusunun ruhtan bağımsız bırakmamakla bulabiliriz.
Comments